Kargo Poşeti Savaşları

Yazan: Merve Özkorkmaz

Merhaba! Ben Merve Özkorkmaz. Küçük ve yavaş bir üreticiyim, Sapanca’nın Kırkpınar kasabasında yaşıyorum. Kargolarımı plastiksiz ve bisikletle teslim ediyorum. Bu yazıyı kargolarımı ekolojik hale getirme yolunda şahit olduklarımı ve tecrübelerimi size aktarmak için yazdım. El ele verip ‘ihtiyaç’ kavramını tekrar şekillendirebileceğimize, siparişlerimizi plastiksizleştirebileceğimize inanıyorum!

Atıksız Sipariş Mümkün mü? / Kargo Poşeti Savaşları
Evde birşey mi eksik? Bisikletin lastiği patladı ve iç lastik mi lazım? Hemen internetten sipariş verin, iki gün sonra kapınızda. Bir tane kalemi kırtasiye gidip almak artık internetten sipariş vermekten daha pahalıya geliyor. Bütün bu ihtiyaçlarım birkaç gün içinde kapıma ya da iş yerime kargo poşeti ya da koli içerisinde gelir, küçük parçalar ya da cam kavanoz varsa siparişimin içinde, muhtemelen şeffaf yumuşak plastiklere sarılmıştır ya da değerli ise sert straforlar içindedir. Belki bir elbise almışımdır, heyecanla bekliyorumdur. Yırtarak açarım kargo poşetini, sarmalanmış kombuchamı özenle çıkarır içerim bağırsaklarım bayram etsin diye. Elbise olmazsa ücretsiz geri gönderirim yeni kargo poşetine koyup.

Yırttığım kargo poşetlerini, plastik pıtpıtları, straforları, cam/plastik şişe gibi ambalajları da geri dönüşüme atarsam bu iş tamam… Her günün bir anında kendime sorduğum bir soru var: Hayatımı kolaylaştıran bir şey bir yerde bir canlının yaşamını zorlaştırıyor olabilir mi? Artık gezegen öyle bir tahammül sınırına geldi ki, belki benim hayatımı kolaylaştıran şey, bir değil birden fazla canlıya,muhtemelen, ben henüz farketmesem de dönüp dolaşıp bana ve sevdiklerime zarar verir hale geldi. Her attığım adımın, boğazımdan geçen her yudum gıdanın ardında bıraktığı bir iz var. Hayatıma giren tüm materyaller eğer daha ucuz, daha hızlı, daha pratik, daha kolay ise biliyorum ki bu daha çok karbon ayak izi anlamına geliyor. Biz kompost da yapsak, gönlümüz atıksız evden yana da olsa, kontrol edemediğimiz biçimde evimize giren bu plastikleri konuşmamızın zamanı geldi de geçiyor.

Geri dönüşüm gerçek mi?
O kapkalın plastikten yapılma, yırtılıp açıldıktan sonra başka hiçbir amaç için kullanılamayan kargo poşetlerinde ♻️ işareti olsa da maalesef dönüşmüyorlar. Reverte 876 ve 4 LDPE plastikler geri dönüştürülürken özel tesis altyapısı gerektirdiğinden ve buna rağmen 50 birim oksijen harcayıp, 30 birim toksik salınım yaptıklarından kimi ülkelerde kullanımları kısıtlandırılmış. Dünyanın geri kalanında da ya vahşi depolamaya gidiyor ve yakılıyor ya da masum olmayan ve yıllar alan bir süreçle doğada çözünüyor. Üretimleri ise ayrı bir fosil kaynak israfı. Plastik pıtpıtlar ya da strafor gibi ambalaj malzemeleri de benzer üretim ve yokoluş süreçlerinden geçiyor.

Kargo Poşetsiz, Plastiksiz Sipariş Mümkün!
Eğer bir üreticiyseniz ya da birilerine kargo gönderiyorsanız marketlerden, giyim mağazalarından ya da geri dönüşüm çöplerinden kullanılmış koli edinin. Gönderileriniz küçükse mahallenizdeki eczaneler ile anlaşın, çok fazla küçük kutu atığı oluyor eczanelerden. Marketlerin arka taraflarındaki ambalaj atığı bölümüne atılmış ya da evinize daha önce gelmiş kargolardan çıkma kolileri de kullanabilirsiniz. Kısacası göndermek istediğiniz her şeyi bir kolinin/kağıt kutunun içine koyun ve bariyer olarak da eski kolileri küçültüp kullanın. Kapağını kapattığınız kutunuz kargo poşetsiz gitsin istiyorsanız, gazete kağıdından daha sağlam bir kağıda sarın, açılmayacak şekilde bantlayın. Çünkü iki aktarmadan geçecek şekilde uzun bir yolculuğa çıkacaklar. Üzerine kargocuların adres yazan etiketlerinin sığacağı büyüklükte, kaybolmayacak boyutta her parçayı kargo poşetsiz yollayabilirsiniz. Kargo şirketiniz reddediyorsa baskı yapın, kabul etmiyorsa firmanızı değiştirin.

Peki Kargo ne kadar çevreci?
Kargo şirketi aynı kamyonda aynı mahallede yaşayan birçok kişinin ihtiyacını tek seferde taşıdığı için bir bakıma ihtiyaçları ortaklaştırmış oluyor. Ancak şu Kasım ayı indirimleri ile aslında varolmayan ihtiyaçlarımız gün yüzüne çıkıp sanki dünyada üretim duracakmışcasına istifini yaptığımız ya da nasıl olsa iadesi ücretsiz diye sipariş verdiğimiz paketler çoğaldıkça memlekette varolan bir avuç kargo şirketi kapasitelerini aştılar. Muhtemelen yeni yeni şirketlerin kurulması yolda, fosil yakıt harcayan daha çok dağıtım aracı ve kamyon anlamına geliyor bu durum. En iyisi bu kargo işlerini olabildiğince azaltmak, yaşadığımız yerde ne var ne yok, ihtiyaçlarımı buradan da karşılayabilir miyim diye iyice bir araştırma yapmak.


Henüz büyük firmalara sesimizi duyuramayız belki, ancak
➕Organik çiftliklere
➕Seramik yapanlara
➕Bağımsız yayınevlerine
➕Zehirsiz kozmetik üreticilerine
➕Ekmek pişirenlere
➕Artizan sabun yapanlara
➕Kahve kavuranlara
söyleyelim. “Lütfen bana kargo poşetsiz, plastiksiz yollayın siparişimi!” diyelim. Büyük
kargolar zaten poşetsiz bir şekilde, koli ile geliyor; küçükleri de kargo poşetsiz
almanın/göndermenin yolunu bulalım. Hayatımızdan çıkaralım bu lüzumsuz, dönüp
dolaşıp havaya, suya, toprağa, oradan da hayvana, insana zarar edeni.

@otamabalsam // Merve Özkorkmaz

“Kargo Poşeti Savaşları” için 4 yanıt

  1. Bilmediğim, düşünemediğim şeyleri öğrendim. Teşekkür ederim 😊 o kargo poşetlerini mutfağımda çöpümün yanındaki geri dönüşüm kutuma atıyordum, geri dönemediğini bilmeyerek 😫 bundan sonra daha dikkatli olmaya çalışacağım 🙋‍♀️🌺

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir