Atıksız Yaşama 30 Adım -1-

Yeni bir takvimle motivasyon sağlamak için yola çıkıyoruz. Atıksız yaşam isteyen, ‘nasıl yapsam, nereden başlasam’ diyenler için minik bir deneme olsun.

Yeni bir şey alma

Bugün ‘Yeni bir şey alma’. Bir günlük deneme ama sizinle yıllar boyu kalması varmak istenilen nokta. Yeni başlayanlar bir gün deneyebilir. Keyif alanlar sonraki günlere uzatabilir. Ama göreceksiniz ki zaman içinde yaşama yayılan bir anlayış oluyor.

Bahsettiğimiz temel ihtiyaçlarımız değil. Yiyeceğimizi, içeceğimizi, otobüs biletimizi, sabunumuzu tabi ki alıyoruz. Bunları alırken dikkat edeceğimiz noktalar var, onlar da sonraki günlerin konusu.

Neyi almayalım?
  • İlk gördüğümüzde ilgimizi çeken, ama sonradan rafa kalkacak olanı.
  • İhtiyaç kategorisine girmeyeni.
  • Tek kullanımlık olan her şeyi. (Paketli gıdalar bu kısımda sayılabilir)
  • Kısa süre kullanılacak ve yeri farklı şekilde dolabilecek olanları.
  • Dayanıklı olmayanları.
  • ‘Alayım dursun’ dediğimizi.
  • İkinci el alternatifini bulabildiklerimizi.
  • ‘Aman zaten kaç lira ki’ dediklerimizi.

Listeyi uzatabiliriz. Ama herkesin kendi tüketim alışkanlıklarına göre yol alması değerli. O yüzden yapılacak tek şey kendimizi gözlemlemek, tüketeceğimiz anda durup kendimize çok basit bir soru sormak: ‘Buna ihtiyacım var mı?’.

Unutmayın, bir günlük başarının peşinde değiliz. Farkındalığa kendimizi davet ediyoruz. Nelerden vazgeçebileceğimize bakıyoruz. Alışkanlıkların yönettiği benliğimizle değil, değişime açık, iyiliği isteyen kalbimizle. Yeni seçimlerle dünyayı daha güzel bir yer yapabileceğimize olan inancımızla.

İş Yerine Yemeğinle Git

Yemek hizmeti vermeyen iş yerlerinde vakitsizlik söz konusu olduğunda tek çare dışarıdan istemek oluyor. Bir salata/ sandviç/ sıcak yemek vs. istediğinizde onlarca plastik paketleme beraberinde geliyor. Her minik parça ‘hijyenik’ olması için ayrı ayrı paketleniyor. Kullanılmayacak olan tüm soslar, plastik çatal ve bıçaklar, tuz, kürdan ve nicesi on beş dakikalık yemek serüvenimizin sonucu dünyaya kötü bir hediye oluyor.

Böyle olmasını istemediğimiz için mümkün olabildiğince yanımızda yiyecek götürme çözümünü uygulamalıyız. Kendi adımıza ilave bir çaba gerektiriyor, ama alışınca kolaylaşıyor. Akşamdan (belki de evde kalanlardan bir karma) birkaç çeşit yemeği kaplara koyabilir, rengarenk bir salata hazırlayabilir veya bol malzemeli bir sandviç ortaya çıkarabilirsiniz. Salata için özel bir kavanoz tarifini de paylaşmak istiyorum: Kavanozun en altına sosu dökün, üzerine yeşillikleri ve en üst kısma da eklemek istediğiniz farklı minik parçaları koyun. Bu şekilde yeşillikler sosa bulanıp yumuşamıyor ve ağzı kapalı olduğu için hava almadan öylece kalıyor. Yiyeceğiniz zaman bir kaseye alabilir veya içinde çalkalayıp karıştırabilirsiniz.

İş yerinde yoksa minik bir buzdolabı ve tabak, bardak, çatal, bıçak, kaşık olması için yöneticilere öneride bulunmanızı da tavsiye ederim.

Cam kavanozlara, metal sefer tasına, yemek termoslarına koyunca rahatça taşınabiliyor. Yanınıza güzel bir beze sarılmış çatal, bıçak ve kaşık da almalısınız.

İş yerine yemek götürmekle ilgili değişik bir algı var ülkemizde maalesef. Birçok gelişmiş dünya ülkesinde şirket yöneticileri dahi evden yiyecek götürürler. Bizim sosyal yaşantımızda buna nedense garip bakılıyor. Bu algıyı yıkmamız lazım. Ne dersiniz belki de sizin şirketinizde bu değişimi başlatan kişi siz olursunuz.

Kahveni Matara ile Satın Al / Suyunu Yanında Taşı

Adım 3:

Dışarıda çok kahve içenlere bir öneri. Karton bardaklar sızdırmazlık için kaplanan plastik malzeme nedeniyle bir çok tesiste geri dönüştürülemeyerek çöpe gidiyor. Bir de kapakları var. Aldığımız suların pet şişeleri de %9’luk dönüşüm oranı ile çevreci olmaktan çok uzak. 15 -20 dakikalık ihtiyaç veya keyfimiz için doğaya büyük bir atık yığını gönderiyoruz. Tek kullanımlık plastikleri ne kadar az tüketirsek o kadar başarılı oluruz.

Her gün! iki milyon yedi yüz bin adet! Ülkemizden rakamlar elimizde yok ama tüm dünyada tüketim benzer boyutlarda.

Bize biraz iş düşüyor! Evden çıkarken anahtarları aldığımız gibi su kabımızı da alabiliriz. Gün içinde su sebili olan yerlerden doldurmaya çalışarak idare etmeliyiz. Yurt dışında birçok yerde filtre su noktaları mevcut. Umarım bu uygulama bizim belediyelerimiz tarafından da hayata geçirilir.

Kahve almaya gittiğimde kendi mataramı veriyorum ve genelde sorun çıkmadan alabiliyorum. Hatta bazı yerler bunun için bir indirim bile sunuyor. Turkisiminimalizm hesabının başlattığı #kahvemtermosta hareketinin yayılması için siz de termosunuzla kahve almaya gidin. Farkındalık artsın, doğamız kirlenmesin.

Yenilikçi fikirlerle dünyayı değiştirmeye hazırlanan start-up şirketlerden bu konu üzerine çalışan iki örneği size tanıtmak istiyorum. İkisi de çevre konusunda ileri seviyede gördüğüm kıta Avustralya’dan. Biri Huskee. Kahve tohumlarının kabuk atıklarını kullanarak üretilen bardaklar kafelerde değişim sistemi ile veriliyor. SwapCup da benzer bir değişim sistemini kafeler arası bir ağ ile yürütüyor. Kullandığınız bardağı geri götürüp bırakıyorsunuz, yenisine kahvenizi doldurup alıyorsunuz. Bardaklar yıkanıp temizlenip yeniden servise sunuluyor. Olur da yanınızda götürmeyi unutursanız bir bedel karşılığı alıyor ve iade ettiğinizde ödemesini alıyorsunuz. Bu sistemlerin de ülkemizde yaygınlaşması dileğim.

En çok sorulan sorulardan biri de hangi termos/matara markası? Ben Stanley ve KleanKanteen kullanıyorum. 11 yıldır bozulmadılar. Kaybetmeden kullanabildim. İlk başta yüksek bir fiyat gibi görünse de yıllara bölünce komik bir rakama dönüşüyor. Almadığımız birçok şeyin yerine bunlara para harcıyoruz biz de :))

İkinci tavsiyem yalıtımlı matara edinmeniz. Biraz daha pahalı ama dedik ya hayat boyu kullanılıyor neredeyse. Yaz sıcağında içine bir iki buz da atılırsa 4 saat soğuk tutuyor. Farka değer.

Haydi mataralar çantaya! Askı ile asılabiliyor çoğu matara.

“Atıksız Yaşama 30 Adım -1-” için 2 yanıt

  1. Ben bunu yaparim ki dediğim şeyleri almaya almaya el emeğim gelişti, ayrıca bir şey alıyorsam dayanıklılığının yanı sıra iki ve üstü işlevi olmasına dikkat ediyorum. Böylece çok az ve çok verimli eşyam var. Sizi uzun zamandır takip ediyorum ve çok mutlu oluyorum öncü olmanıza 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir